Tanrıça Kadınlar Okulu

Nedir?

Sevgili Dostlarım,

Hepinize Merhaba. Tanrıça Kadın ne demektir?

Her kadın, içindeki Tanrıça ile doğar. Rahim gücü diye de adlandırabileceğimiz bu güç, tüm kadınlara Allah’ın bahşettiği en önemli özelliktir.

Her kadın bununla doğar, ancak Tanrıça özellikleri, kadının içinde henüz uykudadır. Onu uyandırmak için, uzun bir farkındalık ve uyanış yolculuğundan ve eğitimden geçmek gerekir. Sadece bir kadın olarak doğmak, bu özellikleri yaşamamıza yetmez.

İlahi gücün bize bahşettiği hediyeler nelerdir?

Bir Tanrıça Kadın, kalbini açmayı başarmıştır. Yani, sadece bir kişiyi sevmekten bahsetmiyorum. İlahi sevgiye kalbini açabilmiştir. Kalp açık olduğunda sessizce bir frekans yayar. O frekansı, tüm kainat okuyabilir. Böylelikle, başta hayvanlar ve diğer insanlar olmak üzere, evrenin en uç noktasındaki uzaylı varlıklar dahil, tüm yaratılmışlardan korunurlar. İşleri rast gider. Şansları bol olur.

Bereket, özgürlük, haz, cinsellik, evlilik, ilişki gibi kendisi için önemli tüm kavramları artık çözmüştür. Bereketi, hazzı evliliği ya da her ne istiyorsa, bunları kolaylıkla elde edebilmenin şifresini artık elde eder.

Başta kendi genetik yapısı olmak üzere, bedenini en güzel ve en şifalı, en sağlıklı, en dengeli hale getirebilir. Enerjisini çok genç tutabilir. Genetik kodlarını değiştirebilir. Saçlarını renkli tutabilir, yani beyazlarını azaltabilir.

Duygusal olarak son derece dingin ve huzurludur. O artık hayata güvenir. Çünkü içindeki İlahi güce sonsuz güveniyordur. Düşünceleri pozitife döner ve artık netleşir. Uyku problemi ya da herhangi bir duygusal dengesizliği kalmayacaktır.

İnsanları, özellikle de erkekleri, sadece var oluşuyla değiştirip dönüştürme potansiyeline ve gücüne sahiptir. Çünkü bunu duyguları ve genetik yapısındaki değişimle sağlar. O değişim, etrafına ve özellikle de sevdiği erkeğe elektro manyetik alandan yayın yapar. Bu yayın, erkeği değişim ve dönüşüm için bir seçim yapmaya zorlar. Tanrıça Kadın artık dış dünya değişsin diye uğraşmaz. Onlar değişirler.

Tüm bunları elde edebilmek, uzun soluklu bir yolculuktur. Belki de 3 yıl sürecek çok kapsamlı bir çalışmadır.

Bu yolculuğu ilk önce kendi hayatımda yaptım. Sizlere biraz da bundan bahsedeyim. Kendi yapmadığım hiçbir öğretiyi başkalarına öğretmedim ve öğretmeyeceğim. Sonuçlarını bizzat deneyimleyerek gördüm.

Bu içsel yolculuk, aslında genç kızlığımda babamın eve aldığı ruhsal olculuk kitaplarını okumakla başladı. Ancak evlenip çocuk sahibi olmaya adım atarken, hamile kalamayarak devam etti. Kendi üzerimde tam 3 yıl dolu dolu çalışarak bebeğimi kucağıma aldım.

Elbette bununla kalmadım. Bu, önümde uzanan yolculuğun sadece başlangıcıydı. Daha sonra evliliğim içerisinde şiddetle değişim yaşamak zorunda kaldım. Ve o dönemde karşıma çıkan Tantra eğitimi sayesinde kundalini ile tanıştım. Kundalini bedenimde yavaş yavaş yukarıya çıkarken, her bir çakramda biraz daha ruhumun iyileştiğini ve hayatımdaki mucizelerin katlanarak arttığını görebiliyordum.

Bundan sonrası ise, çok daha farklı oldu.

Kilit taşı, yapay tanrı, değişim köprüsü, 26.000 yıllık siklustaki tüm veçhelerimin tablosu, en ışıklı ve en yüksek ruh parçalarım olan ikiz ruhumla tanışmak ve en karanlık taraflarımı temsil eden, Tanrı tanımaz köle ve efendi parçalarımla yüzleştim, çalıştım.

Affetme ve affedilme çalışmaları, tövbeler, egolarımı yakarak teslimiyete girmek, teslimiyet sırasındaki yanmalarım, duygu sökümü ve mucizevi sarkaç yöntemi bana kendimle yüzleşmeyi ve dönüşümü daha da derinden öğretti.

Daha sonra şükretmenin gerçek manasını ve duygusunu keşfettim. Bunu bir yöntem haline getirmem, birkaç ayımı aldı. Şükür, hayatta uygulayabileceğiniz en sihirli yöntemlerden biridir. Ancak dilimizdeki teşekkür ile ilahi anlamda kapıları bize ardına kadar açan şükür arasında dağlar kadar fark var.

Tüm bu yolculukta kundalinim bir anda başımın tepesine kadar hızla yükseldi. Bir girdaba girdim. Ve ruhum, Rabb’imle karşılaştı. Allah’ın masumiyetini, nasıl da ceza ya da suçlama yapmadığını, o mertebeye ulaşabilenlerin, zaten kendi karanlıklarından gönüllü olarak koparak sadece Rabb’e aşık olduklarını fark ettim.

Bundan sonra, herkes ama herkes benim ışığımdan etkilenmeye ve dönüşmeye başladı. Bu yolculuğu kendim keşfettikçe, danışanlarıma da bölük pörçük yaşatmaya başladım. Onlara uygulattıkça, başarabilenlerin de benzer mucizelerle yaşamaya başladıklarını gözlemledim.

Bir süre sonra bu bilgileri tüm kadınlara armağan etmem gerektiğini hissettim. Ellerimle hazırlayıp Tanrıçalığa ulaştırdığım tüm kadınlar, bana destek oldular. Bazıları bana kendi kalemleriyle mucizelerini yayınlamam için kitabıma yazı hediye ettiler.

Şimdi ise tüm kadınların Tanrıça mertebesine ulaşması gerektiğini hissediyorum. Bu aynı zamanda Yüce Allah’ın da arzusudur.

Biz kadınlar çok özeliz. Dişil enerjiyi doğru kullandığımızda, dünya değişecektir.

Haydi öyleyse, bu yolculukta benim elimi tutun ve birlikte ilerleyelim.

Sevgilerimle,

Seda DİKER